26 Şubat 2014 Çarşamba

galiba biz insanlar ağlayamadıkça, huzursuzlanır ruhsal problemlerle boğuşmaya başlarız. sanki göz yaşları ruhumuzdaki lekeleri temizler alır götürür. galiba bu yüzdendir dayak yedikten sonra soluksuz ağlamalarımızın ardından gelen huzurlu uyumalar. o uyumalar ki beş dakikası bile huzur doldurabilir içimize.  ama artık büyüdüğümüzden midir nedir ağlamıyoruz ya da ağlayamıyoruz. korkuyoruz zayıf damgası yemekten. hem de çok korkuyoruz. korktuğumuz için ağlamıyoruz, ağlamayınca da ruhumuzun kontrol paneli paslanıyor. bu sefer de anti depresanlarla pas çözmeye kalıyoruz. olmuyor tabii. uzun zaman istiyor paslar çözülmek için. o yüzden ağlayın azizim ağlayın. ağlayın ki ruhunuz pas tutmasın diğer insanlar gibi. yani bizler gibi...

Hiç yorum yok: