23 Şubat 2014 Pazar

Büyümenin tarifi

büyümek... Boyun uzaması, vücudun değişikliğe uğraması ve hayatın aşırı demli çayına yana yakıla şeker aramaktır. Şeker ararken de yılların senden aldıklarına yabancılaşmaktır aslında. oynadığın oyunlara, ettiğin kavgalara, arkadaşlıklarına, arkadaşlarınla daldığın komşu bahçedeki erik ağacına... hepsine yabancılaşmaktır büyümek. Aslında yabancılaşmak zorundasındır. Yoksa sana hep çocuk gözüyle bakacaklardır. Zoruna gider bu durum. Silersin bir anda bütün yaşadıklarını. Gömersin buz dağının en dibine. Ben de öyle yapmıştım. En dipteydi; ama ufacık bir sallantıda hepsi yukarı çıktı. Hiçbir şey yapamadım. Her şey üniversiteyi kazanıp, İstanbul'dan Ankara'ya gelmemle baş gösteren bunalım yüzünden doktora gitmemle başladı. O gün doktorun bana verdiği antidepresan çıkardı hepsini derinliklerden. Onun sayesinde anladım şimdi çok mutsuz bir insan olduğumu. Onun sayesinde anladım çocukluğun en güzel yaşam dilimini oluşturduğunu. Ben küçükken, her ne kadar refah içinde yaşamasak da bahçemizdeki erik ağacıda ki erikleri bitirip, komşu bahçedeki vişne ağacına saldırmanın ne güzel bir şey olduğunu anladım. O vişne ağacı ki kendi başına yıkılmış, ceremesini çekmesi bana kalmıştı. Kahrolsun suçsuz çocuklara kızan konu komşular. Öyle çok yaramaz çocuk değildim ben. En büyük yaramazlığım komşu bahçedeki meyve ağaçlarından meyve toplamaktı. Bunun dışında -kardeşi olanlar bilir- kardeşimle kavga kavga edip kafasını yarmaktı. Kahrolsun kardeşinin kafasını yaran abiler. Bunlar dışında çok fazla araba geçmeyen yolda top oynamaya bayılırdım. Gerçi evimizin karşısında eski askeriye, yeni top sahası vardı. Ama annem orada ayyaşlar olduğu için bizi göndermezdi. Biz gitmeyince arkadaşlarımızda gitmez, en nihayetinde bizim yokuşa kalırdık. Şimdi belediye o sahayı yıkıp, paralı halı saha yapacak. Kahrolsun çocukların oyun alanlarını yıkıp ticarethane yapan belediyeler. O yokuşta hepimiz; Eto, Deco, Hakan, Tuncay, Nihat, Zidane, Ronaldinho'yduk. Bunlar dışında benim hayatım hep evde geçti. Evde çizgi film biriktirirdim. Pokemon, beyblade, Winnie-the-Pooh, mickey mouse gibi çizgi filmler bulunur çizgibaramda. Peki ya siz? Siz ne biriktirdiniz? Ben söyleyeyim; biriktirmek yerine buz dağının en derin yerinde bırakıp, üzerine eskimo gökdelenleri kurdunuz. Hayırlı olsun gökdelenleriniz. İnşallah deprem olupta gökdelenleriniz yıkıldığında, o derinlerde bıraktığınız şeyler gün yüzüne çıkmazlar, aynı benimkiler gibi...

Hiç yorum yok: